Kalpler fethedilmeden sehirler fethedilemez
O, caglari asan bir bilgelikle geldi. Adi Aksemsettindi; ilmin ask ile yogruldugu, hikmetin nefes aldigi bir ömür sürdü. Zamanin cok ötesinde bir derinlige sahipti; gözleriyle degil, gönlüyle görürdü. Ona göre gercek zafer, insanin kendi nefsini asmasiydi. Ve Istanbulun surlarina yürüyen Fatihin yolunu, önce kalbine inerek aydinlatti.
Aksemsettin, yalnizca bir alim degil, gönülleri dirilten bir mürsitti. Maddeden manaya uzanan köprüydü. Rüzgarda Allahin zikrini, yaprakta tevazuyu, sessizlikte hakikati arardi. O, kagittan tasan bir ilmin; kelimelere sigmayan bir hikmetin tasiyicisiydi.
Bu kitap, surlarin ardindaki sehrin degil, insanin ic dünyasindaki fetih yolculugudur. Aksemsettinin izinden, sadece bir tarihe degil, her cagda gecerli olan bir hakikate davettir.
Cünkü bazi zaferler sessizdir... Ama yankisi asirlara sigmaz.