Modernligin baslangicindan itibaren bugün kendisini iyiden iyiye hissettiren postmodern zamanlara kadar farkli ideolojiler ve kavramlar tartisilagelmistir. Bugün de hala ana cerceve olarak iddiasini devam ettiren sol, liberal ideolojiler, postmodern düsünce ile bilim, akil, hakikat sonrasi vb. kavramlar bir hayat tarzini vurgulamaya devam etmektedirler. Islam ise tüm bunlarin karsisinda tarihte kalmis antropolojik bir malzeme gibi ele alinmaktadir. Esasen müslümanlar Islamin farkli bir paradigma oldugunu önerirlerken, dogru bir rotada seyretmekle birlikte, diger ideoloji ve kavramlarla yüzlesmeyi de gerceklestirmis degillerdir. Bu durum Islami icinde yasadigimiz cagda savunmaci bir konuma getirmis görünmektedir. Halbuki Islam düsüncesinin insasinda önemli bir asama olarak, Islamin diger ideoloji ve kavramlarla yüzlesmesi; neticede bu dünyaya önerecegi argümanlari ortaya koymasi zorunludur. Fakat bu, bir yandan diger düsünce ve kavramlarla acik tartismalari, hem de Islamin kendi argümanini ortaya koymaya baglidir. Elinizdeki kitap sinirli da olsa bu islevi yerine getirmek üzere düsünülmüstür. Dolayisiyla kadim olarak degerini yitirmeyen kutsalin izlerini sürmeye calismaktadir. Bu sebeple Kutsalin Izini Sürmek-Cagdas Kavramlarla Yüzlesmeler ismiyle vücut bulmustur.
