Cünkü senin her seyin bulasicidir Güzin. Sen gülersen bakkal güler, taksici güler, elinde tavsan balonuyla yanindan gecen cocuk güler, dilenci kadin güler, otobüsün camindan yari ölü yorgun yüzüyle disariyi izleyen dede güler, su güler, hava güler, kar güler, sehir güler, sokak güler. Sen üzüldün mü günes bile cikmaz. Yagmur yagar üc gün üst üste. Bulutlar birakmaz günesi kendini göstersin. Sen aciktin mi asevlerinin önü, lokantalarin kapisi, köftecilerin arabalari kuyruk olur. Sen sasirirsan Günes tutulur, Ay tutulur, gökte milyarlarca yildir dönenen onca cismin akli karisir. Sen seversen senin sevgin tüm dünyaya yeter. Tüm dünyadan aynaya tutulmus isik gibi sana geri döner. Uzun yillardir okumaya hasret kaldigimiz türde sicak bir ask hikayesi, dünyanin farkli cografyalarindan gelmis, birbirinden garip insanlarin esrarengiz hikayeleriyle bulusuyor. Karanlik denizler, ürkütücü maceralar, mitolojik figürler, korkunc mahluklar Hepsi birbirinden acaip bu hikayeler, Ankaranin en karanlik tarafinda kalan karanlik olaylara karisiyor, icinde ne isler cevrildigini anlayamadigimiz bir ceviri bürosunda Samim ile Güzinin sonsuz askina cevre oluyor. Mahir Ünsal Eris, serinin ilk kitabi Gaipte araladigi sir perdesinin ardindan Acaiple ilerliyor.
